29 Nis

Bilgelik Türküsü

Müzikle aranız nasıl? Gençlik yıllarımda içimde çalan müziği fark etmiş ve bunun güzelliğini yaşamımda deneyimlemeye başlamıştım. İçimdeki müzikle bağlantıda olmak, duygu ve düşüncelerimi pozitif yönde etkilemiş, değiştirip dönüştürmüştü. Bugün modun mu düşük, fark et içinde çalan müziği ve hangi modda olmaya ihtiyaç duyuyorsan seç müziğini! Müziğinle, modun da değişti, hayat da değişti! Kendi ilizyonunu kendin yaratıyorsun. Kendi hipnozunu kendin yapıyorsun…

Aradan yıllar geçti ve bir gün yüksek lisans tez savunmasındaydım. Savunmam bitmiş ve hocalarımla sohbet ederken, Türkiye ekonomisin kalkınması için gerçekten ne gerektiğine dair çok düşündüğümü ve “her eve, bir bilge lazım” sonucuna ulaştığımı paylaşmıştım. Bilge bir babaanneyle birlikte büyüdüğümü, ondan öğrendiklerimin yaşamımı pozitif yönde etkilediğini ve değer bilincimin temellerini ondan aldığımı anlatmıştım. İşte küçük bir örnek; kahvaltı sofrasında yediğim zeytinin çekirdeğini avucuna alıp, zeytinin doğada varoluşundan soframıza gelinceye kadar geçirdiği yolculuğa ilişkin anlattığı hikaye ile gözlerimi avucuna kilitleyip, sonunda da “Sen sadece zeytinin etini yedin, oysa bunda daha zeytinin yağı var. Şimdi de yağını yemek için çekirdeğini al ağzına ve rengi beyazlayana kadar yanağında tut.” İşte böyle başlamıştı içimdeki türkünün hikayesi.

Sonrasında bankacı olmuş ve her ekonomik kriz döneminde piyasada yaşanan sıkıntıların şahidi olmuş, bir taraftan üzülüp bir taraftan da daha iyi ekonomi için ne gerektiğini düşünmeye, sorgulamaya devam etmiştim. Ve ulaştığım sonuç ufak bir farkla benzer olmuştu… Her kurumun başına bir bilge lazım! Nitekim aynı zamanda finansal danışman misyonu olan geçmiş dönemin bankacıları olarak, kurumun başında bir bilge varsa, paylaştığımız erken uyarı sinyallerini acil ve önemle değerlendirip, krizden güçlenerek çıkardı. Değişime inanan ve seven biri olarak bu türkümü her çağırdığımda, kendi kendime “Of sıkılmadın mı aynı türküden? Değiştir artık bu türküyü” dediğimi hatırlıyorum. Ama maalesef bundan daha anlamlı bir türkü bulamamıştım.

Ne zamana kadar? 2008 yılında “Profesyonel Koçluk” eğitimi alıncaya kadar. Bu eğitime sadece ve sadece kişisel gelişim yolculuğumda ilerlemek amacıyla başlamıştım ve programın daha ilk etabında yaşamımın odağına koçluğu almaya hızla karar vermiştim. Zira Erickson Koçluk Okulu’nun, insana ve yaşama bakışı tıpkı babaannem gibi bilgeydi… Ve yıllar sonra o gün türkümü değiştirip “Her eve, her kurumun başına koçlar lazım!” demiştim.

Sizin içinizde hangi türküler çaldı ve çalmaya devam ediyor?

İçinizde çalan bu türküler sizi ve yaşamınızı ne kadar destekliyor?

Bugünlerde hangi türküyü çağırmak sizi ve yaşamınızı daha da destekler?

Sizi ve yaşamınızı destekleyen türkülerle kalmanız dileğimle…

Çakır Dilek Yunar